Afganistan nüfusunun yüzde 95'i yeterli yiyecek bulamıyor. | Fotoğraf: Sohrab Omar, Kabil'de pazar yeri

5 Nisan 2022

Afganistan’da açlık krizi: “Sağlık sistemi parçalanmanın eşiğinde”

Zeynep Yüncüler

Taliban’ın Afganistan’da hâkimiyeti ele geçirmesiyle ülkeye yapılan fon destekleri kesildi ve açlık krizi derinleşmeye başladı. Gazeteci Omar, “Hastaneler kapasiteyi aştı. Bu durum devam ederse, bir insani felakete tanık olacağız” diyor

İklim krizinin, salgın hastalıkların, savaşların, siyasi ve ekonomik problemlerin neden olduğu küresel gıda krizi derinleşiyor. Bunun en somut örneği şu anda Afganistan’da yaşanıyor.

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan’da hâkimiyeti ele geçirmesinin ardından, ülkede açlık sınırı altında yaşayan insanların sayısı arttı. Dünya Gıda Programı’nın (WFP) son verilerine göre açlık sınırı ülke nüfusunun yüzde 81’ini oluştururken, bu rakam yüzde 98’e çıktı.

Afganistan Sağlık Bakanlığı 2022’nin Ocak ile Mart ayları arasında toplam 13 bin çocuğun ve bebeğin açlıktan ve yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybettiğini açıkladı. Bu, ülkede saatte altıdan fazla bebek ve çocuğun öldüğü anlamına geliyor. Ayrıca bakanlığın verilerine göre yaklaşık 3,5 milyon çocuk acil beslenme desteğine ihtiyaç duyarken, ülke nüfusunun yüzde 95’i yeterli yiyecek bulamıyor.

Afganistan’da yetkililer açlık nedeniyle ölen çocuk sayısının artmasından endişeli. Ülkede sadece çocukları tedavi eden yedi hastane bulunuyor. O hastanelerden biri de başkent Kabil’de yer alan Çocuk Sağlık Hastanesi. Hastaneden son günlerde yaşanan gelişmeleri hem kendi sosyal medya platformlarından hem de çalıştığı medya kurumlarından aktaran Afgan gazeteci Sohrab Omar ile konuşuyoruz.

“Afganistan’da bu yıl eşi benzeri görülmemiş gıda krizi yaşanıyor. Bundan en çok etkilenen  nüfusun yüzde 35’ini oluşturan 14 milyondan fazla çocuk”

Afgan gazeteci Sohrab Omar

Omar, Taliban’ın hâkimiyeti ele geçirmesinin ardından, özellikle ABD destekli uluslararası yardımların kesilmesiyle ülkede birçok değişikliğin meydana geldiğini anlatıyor: “Ülkenin dış yardıma bağımlı sağlık sistemi parçalanmanın eşiğinde. Afganistan’da bu yıl eşi benzeri görülmemiş bir gıda krizi yaşanıyor. Bundan en çok nüfusun yüzde 35’ini oluşturan, 14 milyondan fazla çocuk ciddi oranda etkileniyor.”

Nüfusun yüzde 70’inin akut yetersiz beslenmenin eşiğinde olduğunu belirten Omar, tahminlere göre bu yıl sonuna kadar ise toplam 4,7 milyon Afgan’ın ciddi boyutlarda yetersiz beslenmeye maruz kalacağını vurguluyor. Omar, Kabil’deki Çocuk Sağlığı Hastanesi’nde ciddi bir trafik olduğunu söylüyor: “Buraya her gün her gece açlıktan ve yetersiz beslenmekten hasta olan çocuklar arabalar, taksiler, ambulanslarla getiriliyor.”

Kabil’deki Çocuk Sağlık Hastanesi. | Fotoğraf: Sohrab Omar

Hastaneler, hasta sayısını karşılayamıyor

Bu hastanenin ülkedeki en büyük çocuk hastanesi olmasına rağmen, sayıların kapasiteyi aştığını ve durumun kritik olduğunu vurguluyor Omar: “Hastalar için yeterli yatak yok. Örneğin, 500 hasta, 360 kişilik bölüme sıkıştırılıyor. Aslında günlük en fazla 300 hasta kabul edebilecek hastaneye, şu anda binden fazla hasta geliyor. Prematüre bebek koğuşunda, tek bebek için tasarlanmış bazı kuvözlere iki yeni doğan yerleştiriliyor. Hastanın yakınları yere çömelirken hastane koridorları yataklarla dolup taşıyor. Hastane bile hastalara yeterli yiyecek sağlayamıyor. İlaç eksikliği sıkıntısı yaşanıyor. Hastane gerekli ilaçların sadece yüzde 70’ini sağlayabiliyor.”

Beş yıldır başkent Kabil’de gazetecilik yapan Omar, şu ana kadar böyle bir tabloyla hiç karşılaşmadığını, yetersiz beslenmeden kaynaklı hastalıkların ülkede hep yaşandığını ancak Taliban’ın iktidarı ele geçirmesiyle bu durumun ölümlerle sonuçlanan kritik bir seviyeye geldiğini belirtiyor.

Klinik takip altındaki yetersiz beslenen çocuk sayısının geçen yıl Ağustos’tan bu yana iki katına çıktığını söyleyen Omar son olarak, “Bu çetin durum böyle devam ederse, bir insani felakete tanık olacağız ve birçok çocuk açlık ve hastalıktan ölecek” diyor.

Kuraklık da açlık krizini derinleştiriyor

İklim Güvenliği Uzman Ağı’na göre, ülkede kuraklık ve şiddetli su kıtlığı da yaşanıyor. Veriler, 1950’den bu yana yıllık ortalama sıcaklığın 1.8 derece arttığını gösteriyor. Kuraklık ülkede yaklaşık 50 yıldır süren istikrarsızlık ve çatışmayı arttırırken, açlık krizini de derinleştiriyor. Nitekim, ülke nüfusunun yüzde 80’nin geçim kaynağı yağmur suyuyla beslenen tarım faaliyeti.

Uluslararası Kurtarma Komitesi’nin (IRC) 2021 yılındaki bir araştırmasında mülakat yapılan 484 kişinin yüzde 83’ü yaşanan şiddetli kuraklık nedeniyle gıda ve suya erişebilmek için yaşadıkları yerlerden ayrıldığını söyledi. Bazı aileler ise hayatta kalabilmek için varlıklarını  sattı ya da öğün sayısını düşürdü. Çocuk yaşta evliliklerin sayısı da bu dönemde arttı.

ABD fon desteğine devam edecek mi?

Afganistan ekonomisinin yüzde 75’i dışa bağımlıydı. Ancak Taliban’ın 15 Ağustos 2021’de ülkenin kontrolünü ele geçirmesiyle ABD ve öncülüğündeki bağışçı hükümetler Dünya Bankası’na, bankanın daha önce Afganistan Yeniden Yapılandırma Güven Fonu (ARTF) aracılığıyla dağıttığı yaklaşık 2 milyar dolarlık yardımı kesmesi talimatını verdi. Bu fon kapsamında milyonlarca öğretmenin, sağlık çalışanının ve diğer çalışanların maaşları Uluslararası Kalkınma Derneği (IDA) tarafından finanse edilen projeler aracılığıyla ödeniyordu.

ABD Başkanı Joe Biden, bir ay önce (11 Şubat 2021’de) Afganistan Merkez Bankası’na ait Amerikan topraklarında dondurulan 7 milyar dolar değerindeki varlıklarının yarısını Afgan halkına yardım etmek için serbest bırakmayı planladıklarını açıkladı. ABD yönetimi, tarafsız bir vakıf kurularak fonların bu kuruluş aracılığıyla yönetilmesini sağlayacaklarını belirtti, ancak bu vakfın yapısı ve fonların nasıl kullanılacağı gibi konular henüz netleşmedi.

Taliban’ın fonlara erişmesi engellenebilir mi?

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nden yapılan açıklamaya göre, Afganistan’ın sadece ABD’de değil, dünya çapında toplam 9,5 milyar dolar değerindeki dondurulmuş varlıkları mevcut. Bu rezervlerin 2 milyar doları İngiltere, Almanya, İsviçre ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerde bulunuyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Afganistan’da yükselen açlık krizine dair ABD ile diğer hükümetlerin bu sorunu çözmek için atması gereken adımları özetleyen 12 soru-cevaba dayalı bir belge yayınladı. HRW, bu belgede büyük insani krizin asıl kaynağının ülkenin bankacılık sektörü ve uluslararası insani yardım ve kalkınma fonları üzerindeki dış kısıtlamalarda yattığını belirtiyor. Belgede, Taliban’ın fonlara erişimiyle ilgili endişeleri gidermek için, uluslararası ve yerel bağımsız denetçilerle Afgan Merkez Bankası’nı gelecekte destekleri Afgan halkı için kullanmaya “mecbur bırakacak” çözümlerin mümkün olacağı vurgulanıyor.