Ağaç kesimlerinin yapıldığı Akbelen Ormanı'na gözlem ve tespit için girişi engellenen vekillerin oturma eylemi. | Kaynak: “Akbelen Yuvamız Vermeyeceğiz” Twitter hesabı (@ikizkoydireniyo). 26 Temmuz Çarşamba. Milas, Muğla.

Haber

akbelen İkizköy Muğla

DOSYA

26 Temmuz 2023

Akbelen’de ağaç kesimine karşı mücadele sürüyor: “Anayasa ihlal ediliyor”

Tansu Pişkin

Akbelen’de Limak Holding’in ağaç kesimine karşı mücadele sürüyor. Avukat Atal şirkete imtiyazlı davranıldığını, hiçbir ayrım gözetmeden kanun önünde herkesin eşit olduğunu ve Anayasa’nın 10. maddesinin ihlal edildiğini vurguluyor

Yeniköy Kemerköy Termik Santrali’ne (YK Enerji) yakıt kaynağı sağlanması için Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda kömür madeni sahasının genişletilmesi girişimine karşı 730 günü aşkın bir süredir nöbet tutan İkizköylüler, 24 Temmuz Pazartesi, sabah saat 05.30’da jandarma koruması eşliğinde alana gelen ağaç kesim ekipleri ile karşı karşıya kaldı.

Köylülerin 2 yıldır nöbet tuttuğu kamp alanına Temmuz 2022’de de jandarma eşliğinde müdahale edildi. Ancak bu defa bölgeye sevk edilen jandarma ve TOMA’lar kamp alanına hiç girmeden kesimin yapılacağı bölgenin önünde barikat kurdu. Kolluk kuvvetleri, kesimi durdurmak için bölgede bulunan köylüler ile doğa ve yaşam savunucularına biber gazı ve TOMA ile saldırdı. Bu sırada yaralananlar ve gözaltına alınanlar oldu.

Kolluk kuvvetlerinin saldırısına ilişkin görüntülerin medyaya yansımasının ardından nöbet alanındaki kalabalık daha da arttı ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu ağaç kesimlerinin durdurulması için çağrı yaptı. Ağaç kesimlerinden sorumlu olan Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji, saldırıdan bir gün sonra, 25 Temmuz’da yazılı bir açıklamayla kesimleri durdurduğunu duyurdu. Ancak kesim yapılan bölge ablukaya alındığı için, açıklama doğrulanamadı.

Doğa ve yaşam savunucusu Elif Işık, bugün (26 Temmuz) kesimin hâlâ devam ettiğini belirtirken, eylem sırasında jandarma tarafından ablukaya alındıklarını ve o sırada aktivist Deniz Gümüşel’in gözaltına alındığını söylüyor. Milas Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekillerinin de alana geldiklerini söyleyen Işık, direnişe destek olmak için Akbelen Ormanı’na ulaşmaya çalışan yurttaşların ise yollarda jandarma tarafından bekletildiğini ve girişlerine izin verilmediğini aktarıyor.

Pazartesi günü yapılan müdahale esnasında gözaltına alınan köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal da sabah yaptıkları eylem sırasında kesim alanına girer girmez kalan ağaçlara sarıldıklarını ancak jandarmanın kendilerini zorla söküp ablukaya aldığını belirtiyor.

Yöre halkı Akbelen Ormanı’na girerek, ağaçlara sarıldı. | Kaynak: “Akbelen Yuvamız Vermeyeceğiz” Twitter hesabı (@ikizkoydireniyo). 26 Temmuz Çarşamba. Milas, Muğla.

“Şirket seçimlerin bitmesini bekledi”

Öte yandan, Akbelen Ormanı’nı korumak isteyen köylüler ile doğa ve yaşam savunucularının mücadelesi hukuki olarak da devam ediyor.

Davaya ilişkin son gelişme Kasım 2022’de yaşandı: Bölge halkının, Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin, Akbelen Ormanı’nda genişletilmek istenen kömür madeni sahasıyla ilgili Ağustos’ta verdiği yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasına itirazları, İzmir Bölge İdare Mahkemesi (BİM) 7. Dava Dairesi’nce reddedildi.

Avukat Atal, 28 Mayıs’ta seçim sonuçları netleştikten sonra şirket içinden “Artık ağaçları kesebiliriz” minvalinde bazı duyumlar aldıklarını ve bu nedenle o tarihten bugüne kadar tetikte beklediklerini de belirtiyor.

Meşru anayasal haklarını kullanan bir grup olarak alanda bulunduklarını belirten Atal şirkete imtiyazlı davranıldığını, hiçbir ayrım gözetmeden kanun önünde herkesin eşit olduğunu ve Anayasa’nın 10. maddesinin ihlal edildiğini vurguluyor:

“Şu anda CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı burada. Onlara da söyledim, Kılıçdaroğlu bir an evvel buraya gelmeli ve artık Türkiye’de hukuk, demokrasi varmış gibi davranışlar sergilemekten öteye geçmeli, muhalefet lideri olarak bu hukuksuzluğa, haksızlığa müdahale etmelidir. Muğla, Milas’ta beşli çeteye hiçbir anayasal hüküm uygulanmıyor. Hakimler, savcılar beşli çeteyi kanunlara rağmen koruyor.” Şu anda alanda 300 kişi civarında olduklarını belirten Atal, daha fazla kişinin desteğine ihtiyaç duyduklarını aktarıyor.

Türkiye Barolar Birliği Kent Çevre Komisyonu Yürütme Kurulu, Muğla Barosu ve İkizköylülerin avukatları ise dün (25 Temmuz)  İdare Mahkemesi önünde ‘ağaç kesiminin iptali ve yürütmesinin durdurulması’ talebiyle bir dava daha açtı.

Akbelen Ormanı’nda ağaç kesiminin ikinci gününden. | Kaynak: “Akbelen Yuvamız Vermeyeceğiz” Twitter hesabı (@ikizkoydireniyo). 25 Temmuz Salı. Milas, Muğla.

“Rehabilite mümkün değil, çöle döndü”

Limak ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji, işlettikleri Yeniköy ve Kemerköy kömürlü termik santrallerine linyit sağlayacak açık maden ocağı yapmak için Akbelen Ormanı’ndaki 740 dönümlük alanda bulunan ağaçları kesmek istiyor.

2 yıldır bu kesimlere karşı çıkan bölge halkı ile doğa ve yaşam savunucuları ise şirketin isteğinin karşılanması durumunda Bodrum dahil birçok ilçe ve köyün susuz kalacağını, bölgedeki ekolojik dengenin bozulacağını, tarım alanlarının ve ormandaki canlı yaşamının yok olacağını söylüyor.

Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Süheyla Doğan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri nedeniyle,  birçok insanın yerinden edildiğini, tarım alanlarının zarar gördüğünü belirtiyor ve ekliyor:

“Kömürün iklim krizini nasıl tetiklediği, insan ve çevre sağlığını ne kadar olumsuz etkilediği bütün dünyada kabul gördüğü için birçok ülke zaten kömürden çıkış kararı alıp temiz enerjiye geçmek için adımlar atmaya başladı. Ancak Türkiye’de hâlâ krizle uyumlu politikalar izlemek yerine kömür uğruna birçok canlının yuvası olan, su kaynağımız olan ormanlar yok ediliyor. Bölgedeki mevcut termik santraller nedeniyle zarar görmüş çok fazla alan var; çöle dönmüş vaziyette ve rehabilitasyon mümkün değil. Yeni çöller yaratmak yerine zaten ekolojik kayba uğramış bu alanları yenilenebilir enerji için kullanmak, güneş enerjisi santralleri açmak mümkün.”

Hükümetin bu alanları temiz enerjiye geçişte bir fırsat olarak değerlendirmesi ve yeni yıkımların önünü kesmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, Akbelen Ormanı için de Türkiye kamuoyunu uzaktan CİMER’e yazacakları bir dilekçeyle bile olsa destek vermeye çağırıyor.

Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı direnişin üçüncü gününden. | Kaynak: “Akbelen Yuvamız Vermeyeceğiz” Twitter hesabı (@ikizkoydireniyo). 26 Temmuz Çarşamba. Milas, Muğla.

“Devlet 80’den önce koruyordu; şimdi yok ediyor”

Akbelen Ormanı, kömür madeni sahasının kuzeybatı istikametindeki son doğal orman ve 2021’de Milas Mumcular’da çıkan büyük yangın sonrasında, pek çok canlının barınması, beslenmesi ve yuvalanması için önemli bir sığınak. Yani, Akbelen Ormanı’nın yok olması durumunda Milas’ın güneyi ve kuzeyi birbirinden ayrılacağı için doğal yaşam alanı parçalanacak, bölgenin ekolojik dengesi bozulacak ve bunun geri dönüşü asla olmayacak gibi gözüküyor.

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler, bu gerçeklerin 1980’ler öncesinde devlet nezdinde değerli olduğunu ancak 80’ler sonrası neoliberal politikalarla birlikte doğaya bakışta ciddi bir dönüşüm yaşandığını anlatıyor:

“80’li yıllardan önce ağaç kesmek, orman yakmak hapisle cezalandırılan eylemlerdi. Çünkü devlet korumacıydı. Ancak 80 sonrası neoliberal politikaların etkisiyle doğa meta olarak görülmeye başlandı. 80 öncesi devletin durduğu pozisyonu vatandaş devraldı ve korumaya başladı. Devletin gözünde ise ağaçlar para eden birer madde haline geldi.”

Hükümet yetkililerinin ağaç kesimlerini “rehabilitasyon yapılacağı” yönünde söylemlerle meşrulaştırdığını savunan Güler, sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Birincisi zaten böylesine büyük bir ekolojik yıkımın ardından rehabilitasyon mümkün değil. Mümkün olsa dahi ağaç dikmek bina dikmeye benzemez. Bunu söyleyen yetkililerin çocukları bile o ağaçları göremez. Doğayı, var olan ağacı korumanın, yeni ağaç dikmekten daha önemli olduğunu artık kavramaları gerekiyor.”

Akbelen Ormanı Davası’nda neler yaşandı? 

Maden ocağına karşı, KARDOK Derneği‘nin açtığı davalarda Muğla 3’üncü İdare Mahkemesi ve Muğla 1’inci İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Muğla Valiliği de kömür taşıma bandının yapımını durdurdu.

Muğla İkizköy’de yer alan ve termik santrale yakıt sağlayan linyit madeni sahasının genişletilmesi için  Akbelen Ormanı’nın kesim izninin iptali için açılan davada mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti 7 Eylül 2021’de bölgede ilk keşfi gerçekleştirdi.

İlk keşif sırasında Murat Yüksel isimli hakim davacı avukatlara “ruh hastası” diyerek hakaret etti. Bunun üzerine avukatlar Arif Ali Cangı, İsmail Hakkı Atal ve Şiar Rişvanoğlu reddi hakim başvurusunda bulundu.

İtirazlar nedeniyle ikinci bilirkişi incelemesine karar verildi. Ancak bu inceleme öncesinde Resmi Gazete‘de yayınlanan maden yönetmeliğindeki değişiklikle birlikte tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlarda madencilik faaliyetlerinin önü açıldı.

İkinci keşfi yapan bilirkişilerden dördü kömürün bölgeye geri dönülmez zararlar vereceği görüşünü verirken; ikisi ekolojik yıkım olacağını ancak enerji ihtiyacı nedeniyle madene açılması gerektiği yönünde görüş bildirdi.

Akbelen’de üçüncü bilirkişi raporu ise 24 Kasım 2022’de çıktı. Raporda bir önceki keşiflerin aksine şirketin lehine karar veren heyet, ormanın kömür madenciliğine açılmaya uygun olduğu yönünde kanaat bildirdi. İkizköy Çevre Komitesi, bilirkişi raporuna gerçeği yansıtmayan bilgiler içerdiğini belirterek itiraz etti. Ayrıca avukatlar ise bilirkişiler hakkında “gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenlemek” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlamalarıyla Milas Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Savcılık bilirkişiler hakkında soruşturma başlattı.

Ancak Muğla 1. İdare Mahkemesi komitenin itirazını reddetti, bilirkişiler hakkında devam eden savcılık soruşturmasını ise dikkate almayan mahkeme, bu kişilerin hazırladıkları üçüncü rapor doğrultusunda, Kasım 2022’de yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı.