Alakır Vadisi’den doğa savunucuları Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu, Büyüknohutçu cinayetinin yıldönümünde Gezegen ile bir video mesaj paylaştı.

8 Mayıs 2021

“Büyüknohutçu çiftini mücadelemizde yaşatacağız”

Gezegen

Alakır Vadisi’nde yaşayan doğa savunucuları Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu, Büyüknohutçu çifti için bir mesaj paylaştı: “Benzer durumlar yaşadık. Ali ve Aysin çiftini hiç unutmayacağız, unutturmayacağız”

Doğa savunucuları Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu 9 Mayıs 2017’de Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Kızılcık yaylasındaki evlerinde katledilmişti.

Büyüknohutçu cinayetinin dördüncü yılında, Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Alakır Vadisi’nde, HES’lere karşı verdikleri mücadeleyle kamuoyunda tanınan Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu kendi yaşadıklarıyla ilgili sorularımıza ortak yanıtlar verdi. Günal ve Erkutlu ayrıca Büyüknohutçu çiftinin öldürülmesine ilişkin Gezegen ile bir video mesaj paylaştı.

 

Son zamanlarda Alakır Vadisi’nde hayat nasıl geçiyor?

Tuğba Günal – Birhan Erkutlu: Her mevsimin kendine göre bir ritmi var. Şimdi bostan işleri zamanı.

Neredeyse 20 yıldır oradasınız yanılmıyorsak?

TG – BE: Tam olarak söylemek gerekirse 17 yıldır. 2004’te göçtük Alakır’a.

HES’lere karşı verdiğiniz mücadeleden dolayı defalarca gözdağı, tehdit ve tacizlere uğradığınız haberlere yansıdı. Kamu kurumlarından herhangi bir destek gördünüz mü, şikâyetlerinizden sonuç aldınız mı?

TG – BE: Maalesef hayır. Eğer kamu kurumları bizlere yönelik tehdit ve tacizlere karşı görevlerini yerine getirmiş olsalardı şirket senelerce süren bu tutumuna devam edemezdi.

“Etrafımızdaki arazileri satın aldılar. Belli zamanlarda buralardan bizi taciz ediyorlar”

Tehditler devam ediyor mu?

TG – BE: Açıkçası evet. Etrafımızdaki arazileri satın aldılar. Belli zamanlarda buralardan bizi taciz ediyorlar. Suyumuzu kestikleri dava gibi birçok suç duyurumuzun süreci de devam etmekte. En son bu arazilerden birine yerleştirdikleri kameralardan birini yaşam alanımızın girişini görecek şekilde yönlendirdiler. Şikâyetimiz üzerine yönünü değiştirdiler.

Türkiye’de sizin de tecrübe ettiğiniz tacizlerin azalması, yaşandığı zaman ise yıldırıcı olmaması için ne gerekli?

TG – BE: Bu tacizlerin sona ermesi için tabii ki kamu görevlilerinin görevini yerine getirmesi gerekiyor. Bu konularda şirketlere anında gerekli cezaların uygulanması lâzım. Bu yapılmadıkça şirketler bundan güç bularak şiddetin ve tacizin boyutlarını devamlı arttırıyorlar. Cezasızlık son bulmalı.

“Dünyanın her köşesindeki tüm doğa savunucuları öldürülmeye kadar varan inanılmaz bir tehdit ve taciz altındalar. Hele bunu doğada ön saflarda gerçekleştirenler bu tehdidi kendi yaşam alanlarında 7/24 yaşamaktalar”

Sadece Türkiye’den değil, dünyanın dört bir yanından çevre örgütleri ve yurttaş hareketleri ile iletişim hâlindesiniz. Doğa savunucularının güvenlik sorunları ne kadar yaygın?

TG – BE: Tüm dünyada bu korkunç boyutta. En demokratik ve hukuka, insan haklarına saygılı olduğu düşünülen İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya ve Kanada’da dahi doğa savunucularına karşı inanılmaz bir şiddet ve baskı uygulanıyor. Var olan ekonomik sistemin bağımlı olduğu büyüme ve bunun için ihtiyaç duyduğu tek kaynak olan doğa bir ham madde olarak görüldüğü sürece hangi ülke, hangi yönetim biçimi olursa olsun doğayı korumaya çalışanlar tüketime dayalı bu sistemin önündeki en büyük engel olarak görülmekte. Bu yüzden dünyanın her köşesindeki tüm doğa savunucuları öldürülmeye kadar varan inanılmaz bir tehdit ve taciz altındalar. Hele bunu doğada ön saflarda gerçekleştirenler bu tehdidi kendi yaşam alanlarında 7/24 yaşamaktalar.