Kahramanmaraş. 10 Şubat 2023. | Fotoğraf: Bağımsız gazeteci Fatih Pınar.

11 Şubat 2023

Deprem: Türkiye’nin Kırmızı Pazartesisi

Seda Karatabanoğlu

Kandilli Rasathanesi sitesine girerseniz Türkiye’de her gün onlarca deprem olduğunu görebilirsiniz. Deprem herkesin bildiği ama kimsenin üzerine konuşmak istemediği bir gerçek. Diğer bir deyişle deprem Türkiye’nin Kırmızı Pazartesisi*

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden önce habere Türkiye’nin kırmızı Pazartesisi* tanımıyla giriş yapmıştım. Kapsamlı bir deprem haberi üzerine çalışırken, 10 kent büyük bir felaketi yaşadı. 

6 Şubat 2023 tarihinde sabaha karşı saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 büyüklüğündeki deprem şimdiye kadar Türkiye’den yaşanan en büyük ikinci deprem olarak kaydedildi. 6,0’dan büyük birden fazla artçı depremin meydana geldiği bölgede saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde ikinci büyük bir deprem meydana geldi. Yaşanan ikinci depremle yıkımın boyutu arttı ve arama kurtarma çalışmaları kesintiye uğradı. Türkiye’deki depremler Suriye’nin İdlib, Halep, Hama, Lazkiye, Tartus ve Rakka illerinde de şiddetli hissedildi. Bu kentlerde de büyük yıkımlar meydana geldi. 

Türkiye’de şu ana kadar 20 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. 80 binden fazla ise yaralının bulunduğu depremde tespit edilebildiği kadarıyla 6 binden fazla bina yıkıldı. Tahminlere göre, binlerce kişi hâlâ enkaz altında. 24 saat içinde irili ufaklı 100’den fazla depremin gerçekleştiği bölgede artçı depremlerin 2-3 yıl sürebileceği belirtiliyor. Suriye’de ise yetkililer 2 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 2 bin 950’den fazla kişinin ise yaralandığını belirtiyor. 

Uzmanlar bölgedeki olası depremler için uyarmıştı

6 Ekim 2019 tarihinde CNN TÜRK ekranında depremle ilgili açıklamalarda bulunan Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Doğu Anadolu Fay hattındaki tehlikeye dikkat çekerek, “Doğu Anadolu fayına bir uyarı yapmak istiyorum. Bu fay uzun zamandır suskun. Doğu Anadolu fayı uzun zamandır suskun. Aşağı yukarı bin 500 yıllarından beri deprem olmadı. Büyük depremler olmuş. O bölgeler için ciddi risk söz konusu. Elazığ-Bingöl arası” dedi.

Görür, 24 Aralık 2020 tarihinde CNN ekranındaki başka bir açıklamasında ise “2020 yılında da Elazığ Sivrice’de deprem oldu. Bu deprem hattı Sivrice ile Pütürge arasındaki fay kolunu kırdı. Dolayısıyla hem Elazığ’ı hem de Malatya’yı etkiledi. Sivrice hattı kırılınca dikkatimizi onun Güneybatısında yer alan Çelikhan-Erkenek arasına ve Maraş-Türkoğlu yöresine dikkat çekmeye başladık. Çünkü böyle doğrultu atımlı faylar bir yerde büyük deprem ürettikleri zaman o fay üzerinde onun devamı olan yerlerde stresi artırır. Deprem olduğu zaman kırılan fay kolunun enerjisinin önemli bir kısmı sismik dalga halinde veya bir ısı şeklinde boşalır ancak önemli bir kısmı da o fayın devamına transfer olur. Dolayısıyla Elazığ-Malatya arasında kol kırıldığı zaman Çelikhan-Erkenek bölgesine dikkat etmek gerekir. Bir de tarihi depremlere bakarız. Tarihte ne olmuşsa günümüzde de benzer şeyler olabilir. Gerçekten de o bölgenin sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Hangi yer bilimciye sorsak sıkıntılı olarak sayacaklarının arasında Çelikhan-Erkenek, Maraş-Türkoğlu yöresini sayar. Zaman varken yerel yönetimlerin, halkın hazırlıkları yapmasında fayda var” diye konuştu.

Hatay. 9 Şubat 2023. | Fotoğraf: Video aktivist Hakan Tosun.

“Hatay’da gelecekte çok büyük depremler olabilir”

18 Aralık 2022 tarihinde Hatay Kırıkhan merkez üssünde 4,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kısa bir süre sonra 4,7 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.  Kırıkhan depreminin ardından deprem uzmanı Prof. Dr Şükrü Ersoy, Kırıkhan merkezli olmak üzere 4,8 büyüklüğünde deprem sonrası, “Bu 4,8 büyüklüğündeki deprem bu bölgede enerjisini almış değil gelecekte de çok büyük depremler olabilir. Normaldir bölgenin deprem potansiyeli açısından Kırıkhan ilçesinden geçen fay hattı Hatay’dan Kızıldeniz’e kadar giden kuzey güney doğrultulu çok uzun bir faydır. Dolayısıyla geçmişte çok büyük bir deprem üretti. Gelecekte de büyük depremler üretebilir. Bu bakımdan buradaki yöneticilerin karar vericilerin yapı stokların denetlenmesi yapımı ve mevcut yapı stoğunun kentsel dönüşümle yenilenmesi adımına önemli çalışmalar yapması gerekiyor. Çünkü deprem sizi beklemez mutlaka zeminle depremin barışık olması gerekir. Yapılan yapıları sağlam yaparsak korkulacak bir şey yok ama mevcut yapı stoku içerisinde hasar görebilecek çok sayıda bina olabilir” ifadelerini kullandı

Türkiye’de her ay 2 bin, her yıl ise 25 bin deprem oluyor. 1930’lardan bu yana 6,0’dan büyük depremlerde en az 100 bin kişi hayatını kaybetti, yüzbinlerce insan yaralandı

Anadolu coğrafyası 1500’lü yıllardan bu yana pek çok yıkıcı depremle yüzleşti. Türkiye’nin üzerinde bulunduğu coğrafyada son 120 yılda 79 adet yıkıcı deprem meydana geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un 8 Şubat 2023 tarihinde FOX TV ekranında yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de her ay 2 bin, her yıl ise 25 bin deprem oluyor. 

Modern Türkiye devletinin ilk yıllarından bu yana yıkıcı pek çok deprem geride kaldı. Bu depremlerin başlangıcı olarak 13 Mart 1939 tarihinde gerçekleşen 7,9 büyüklüğündeki Erzincan depremi gösterilebilir. 1930’lardan bu yana 6,0’dan büyük depremlerde en az 100 bin kişi hayatını kaybetti, yüzbinlerce insan yaralandı. 

1987 yılında Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, Türkiye’de var olan ve deprem potansiyeli taşıyan aktif fayların haritalanmasına yönelik proje 1987 yılında tamamlandı. 1992 yılında ise Türkiye Diri Fay Haritası yayınlandı. Ardından bu harita dikkate alınarak dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından uygulamada kullanılan yönetmeliklere esas olan Deprem Bölgeleme Haritası yenilendi. Gelişen bilgi altyapısı ve teknoloji ile Türkiye Deprem Tehlike Haritası ise en son 2018’de güncellendi.

Kahramanmaraş. 11 Şubat 2023. | Fotoğraf: Bağımsız gazeteci Fatih Pınar.

Fay Yasası

Erzincan depremi sonrasında 1940 yılında “Zelzele Mıntıkalarında Yapılacak İnşaata Ait İtalyan Yapı Talimatnamesi” adıyla yayımlanan yönetmelikte, yapılan değişikliklerle günümüze kadar ulaştı. Sırasıyla 1944, 1949, 1953, 1962, 1968, 1975, 1998, 2007, 2011 ve 2018 yıllarında yapılan değişiklikler bina deprem yönetmeliğine bugünkü şeklini verdi. 

2018 Türkiye Deprem Bina Yönetmeliği’ne göre sahaya özel deprem tehlike analizi, sahaya özel zemin davranış analizi ve yüksek binaların analizinin yapılması öngörülüyor. Dört farklı deprem düzeyinin tanımlandığı yönetmelikte, deprem yer hareketinin spesifik olarak tanımlanmasını sağlanıyor.  

Ancak deprem alanında çalışan uzmanlar söz konusu mevzuatı eksik bularak bir Fay Yasası olması gerektiğini bir süredir gündeme getiriyor. 24 Ocak 2020 tarihinde Malatya Doğanyol merkezli 6,7 büyüklüğündeki depremin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından Fay Yasası çalışması başlatıldı. 30 Ekim 2020 tarihinde Yunanistan’ın Samos Adası merkezli 6,9 büyüklüğündeki deprem, 70 km uzaklıktaki İzmir’in Bayraklı ve Bornova semtlerine ağır hasar ve kayıplara yola açtı. Kamuoyunda İzmir Depremi olarak da bilinen deprem sonrası Fay Yasası yeniden gündeme geldi.

“Dünyanın hiçbir yerinde fay üzerinde yapılaşma olmaz. Türkiye’de fay üzerindeki yapılaşmaya son vermek için özel bir fay yasasına ihtiyacımız var”

Afet riskini en aza indirmek amacı taşıyan Fay Yasası, fay hattı geçen kentlerde fay üzerindeki yerleşim yerlerinin kontrol altına alınmasını öngörüyor. Bu kontrol kapsamında fay hatları üzerinde gerçekleşen yapılaşmaların önüne geçilmesi ve mevcut yerleşim yerlerinin kentsel dönüşümle yıkılarak yurttaşların daha güvenli bölgelere taşınması öngörülüyor. 

Yasa tasarısı ile fay hatların imar planlarına işleneceği ve yerleşim yerlerinin hangi yöne doğru ilerleyeceği belirlenecek. Tasarı ile yerleşim yerlerinin tamamının değil sadece fay hattına denk gelen kısımlarının kapatılması ve fay çevresine denk gelen yerleşim yerlerindeki binalara kat sınırlaması öngörülüyor. 

Tasarı,  “İmar Yasası, Kentsel Dönüşüm Yasası, Belediye Yasası, Yapı Denetim Yasası ve Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunu’nu yakından ilgilendiriyor. 

Adıyaman. 9 Şubat 2023. | Fotoğraf: Gazeteci Rabia Çetin.

Hangi ülkelerde fay yasası var?

Türkiye’de tartışılan Fay Yasası, dünyada sadece iki ülkede uygulanıyor. İlki Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kaliforniya eyaletinde 1971 yılında meydana gelen ve yıkıcı etkileri olan San Fernando depremi sonrası yürürlüğe giren Alquist-Priolo Deprem Fay İmar Yasası. Bu yasa ile yüzey kırığı kaynaklı hasarları en aza indirmek amaçlanıyor. İkinci fay yasası ise başka bir deprem ülkesi Yeni Zelanda’da bulunuyor. 1991 yılında yürülüğe giren yasa ile,  arazide açıkça görülen fayların üzerine ve faylardan güvenli bir uzaklıkta olmayan yerlerde yapılaşma yasaklanıyor. Fay hatları üzerinde güvenli yapılaşma için bölgesel olarak ABD’de Tek Tip Bina Yasası, Avrupa’da ise Sismik Tasarım Yasası gibi düzenlemeler bulunuyor. 

Uzmanlar ne düşünüyor?

Türkiye’de deprem alanında çalışan uzmanları fay yasası konusunda farklı görüşlere sahip. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, “7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamında gündeme getirilen, “Fay Yasası” konulu bir ek yasaya gerek olmadığı” düşüncesinde. Kurum, mevcut kanunların/genelgelerin doğal olay (deprem, heyelan, kaya düşmesi, çığ, sel-taşkın, vb.) kaynaklı afet zararlarının azaltılması yönünde bilimsel normlar dikkate alınarak yeniden güncellenmesi yeterli olacağını düşünüyor.

Gezegen 24’e açıklamalarda bulunan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise, Fay Yasası’nın yararlı olacağı görüşünde, “Pek çok teknik özellikten dolayı uzmanlar görüş birliğinde değil ancak ben fay yasasının yararlı olacağını düşünüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde fay üzerinde yapılaşma olmaz. Türkiye’de fay üzerindeki yapılaşmaya son vermek için özel bir fay yasasına ihtiyacımız var.” 

Fay Yasası dışında Türkiye’nin bir afet bakanlığına da ihtiyaç duyduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “Sadece deprem değil Türkiye’de pek çok meteorolojik afet var. İçişleri Bakanlığı’na bağlı AFAD var ancak yaşanan afetler karşısında yeterli değil” ifadelerini kullanıyor.

20 yıllık iktidarında 2011 Van, 2020 Elazığ-Malatya, 2020 İzmir depremleri gibi ağır hasarlı ve can kayıplı depremleri yaşamış AK Parti’nin programında depreme yönelik herhangi bir vaad yer almıyor

Adıyaman. 8 Şubat 2023. | Fotoğraf: Gazeteci Rabia Çetin.

Siyasi partiler deprem önlemleri konusunda neler vadediyor?

Deprem Türkiye’de siyaset konusu olagelen bir gündem. Kimi siyasetçiler sorumluluklarında azade olmak için, kimileri ise siyasi rakiplerini yetersiz göstermek için sık sık deprem sonrası yaşanan felaketleri gündemde tutuyor. 

Deprem mevzuatı, bunların uygulamalarında eksiklikler, kaçak, güçsüz ve yetersiz binaların imar affı ile kayda geçirilmesi tam anlamıyla siyasetin konusu. Mayıs 2023’te yapılması planan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri öncesinde mecliste vekili bulunan siyasi partilerin programlarında ve seçim vaatlerinde** depreme yönelik vaatlerini inceledik. 

20 yıllık iktidarında 2011 Van, 2020 Elazığ-Malatya, 2020 İzmir depremleri gibi ağır hasarlı ve can kayıplı depremleri yaşamış AK Parti’nin programında depreme yönelik herhangi bir vaat yer almıyor. Parti programında 2023 seçim vaatlerini henüz yayınlanmayan iktidar partisinin seçim beyannamesinde deprem başlığı yer almıyor.

Bütüncül deprem programı

Ana muhalefet partisi, CHP’nin parti programında “Depreme Hazırlıklı Kentler” başlığı bulunuyor. Bu başlık altında, afet yönetim sistemini bir bütün olduğu vurgulanıyor ve seçimin kazanılması halinde deprem konseyinin yeniden kurulacağı belirtiliyor. Deprem zararlarının azaltılmasını amaçlayan Ulusal Deprem Konseyi 2007 yılında kapatılmıştı. 

Ulusal afet yönetimi stratejik planının hazırlanması öngörülen programda, deprem risklerini azaltma konusundaki mevzuatın yenileneceği belirtiliyor. Programda yer alan depremler ilgili diğer temel başlıklar ise şöyle:

-Deprem risk alanları yeni veri kaynakları ile güncellenecek.

-Risk azaltma yöntemi planı hazırlanacak.

-Uzun vadeli yerleşim planı yürürlüğe konulacak. 

-Tarihi mirasa ve kamu bina ve tesislerine, depreme karşı öncelikli güçlendirme uygulamaları yürütülecek. 

-Deprem Fonu oluşturularak, dar gelirli ailelerin konutları başta olmak üzere, uzun vadeli ve düşük faizli kredi olanağı yaratılacaktır.

-Mahalle afet gönüllüleri sistemi oluşturulacak.

-Yeni bir yapı denetim yasası hazırlanacak.

Milletvekili dağılımında meclisin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin parti programında, depremle ilgili “Doğal, tarihi ve kültürel varlıklara ilişkin korumaları kaldırmayı amaçlayan mevzuat saldırılarının da karşısında olarak, deprem, sel ve toprak kayması gibi doğal felaketlere karşı gerekli tedbirlerin alınması için mücadeleyi sürdürür” ifadesi yer alıyor. 

MHP’nin parti programında ise “Her türlü yapılaşmanın coğrafi ve jeolojik etütleri tamamlanmış, başta deprem olmak üzere sel, heyelan ve diğer doğal afetlere karşı güvenli alanlarda kurulması sağlanacak, mevcut yerleşimlerde ise bu doğrultuda kentsel dönüşüm projeleri uygulanacaktır. Konut ve her türlü bina üretiminde depreme dayanıklılığı esas alan teknoloji ve standart malzeme kullanımı sağlanacak, sağlıklı, güvenli, kaliteli ve ekonomik konut üretimine önem verilecek, zemin etüdü aşamasından iskân ruhsatı aşamasına kadar etkin denetim yapılacaktır” ifadesi yer alıyor. 

İYİ Parti’nin parti programında ve partinin diğer temel belgelerinde deprem ile ilgili herhangi düzenleme yer almıyor. 

“Deprem Vergisi için 2000 yılından bugüne kadar 70,2 milyar TL toplandı. Bu para ile 1 milyonun üzerinde daire depreme dayanıklı hale getirilebilirdi”

Adıyaman. 8 Şubat 2023. | Fotoğraf: Gazeteci Rabia Çetin.

“Deprem vergileri nerede?”

Türkiye İşçi Partisi’nin parti programında depremle ilgili herhangi bir düzenleme yer almıyor. Ancak 2022 tarihli Türkiye İşçi Partisi Politika ve Tutum Belgesi’nde “AKP ile kalıcılaşan Deprem Vergisi için 2000 yılından bugüne kadar 70,2 milyar TL toplandı. Bu para ile 1 milyonun üzerinde daire depreme dayanıklı hale getirilebilirdi. Toplanan deprem vergisinin nereye gittiği sorulduğunda ise yetkili bakan, deprem önlemi almak yerine, parayı duble yollara harcadıklarını itiraf etti. Afet Toplanma alanlarımız AVM’lere kurban gitti” ifadesi yer alıyor. 

Memleket Partisi’nin parti programında, “Afet (Deprem, Sel, Taşkın) Dirençli Kentler” başlığında Türkiye’nin deprem, sel, taşkın gibi afet ülkesi olduğu belirtiliyor. İstanbul’un depreme hazırlanmasına önem verilen metinde, bağımsız bir deprem kurulu oluşturulacağı belirtiliyor. Kentsel dönüşüm eylem planında birinci önceliğin afet riskli alanlara verileceği belirtiliyor ve “Kentsel dönüşüm projelerini, deprem, sel ve diğer afetlere karşı kentin hazırlıklı ve dayanıklı olmasını hedefleyecek şekilde hazırlayacağız” deniyor.

Büyük Birlik Partisi parti programında, iktidarlarında deprem riski yüksek bölgelerden başlayarak bütün ülkede kentsel dönüşüm hamlesine başlayacakları belirtiliyor. Programda ayrıca hem estetik, hem de fonksiyonellik açısından çok uzun zamanı içine alan bir bakış açısıyla modern şehirler inşa edecekleri ifade ediliyor. 

DEVA Partisi parti programında yer alan afet yönetimi başlığında, Afet Yönetim Sistemi’nin oluşturulacağı belirtiliyor. Bu kapsamda “Tüm yapıları süratle gözden geçirerek, deprem ve sel açısından en riskli bölgelerden başlamak üzere bir kentsel dönüşüm programını derhal uygulamaya koyacağız. Böylece bölge risk düzeyine bağlı olarak hastane, okullar ve diğer kamu binaları öncelikli olmak üzere tüm yapı stoğumuzu elden geçirecek ve depreme ve diğer afetlere dayanıklı hale getireceğiz. Bunun için gerekli uygun koşullu finansmanı, arsa tahsislerini ve diğer kolaylıkları sağlayacağız. İstanbul’un depreme hazırlanması konusunu öncelikli olarak ele alacağız” ifadeleri yer alıyor. 

Zafer Partisi’nin parti programında, afet yönetimi başlığında afet riskini azaltılması yönünde çalışmalara öncelik verileceği belirtiliyor ve “Afet riski yönetiminde yerel yönetimlerin kapasiteleri yükseltilecek, erken uyarı, tahliye, afete hazırlık ve müdahale, afet sonrası yeniden yapılanmada tüm paydaşların katılımı artırılacak, başta da yerel yönetimler önceden hazırlıklı hale getirilecektir” ifadeleri yer alıyor. 

Demokrat Parti, Saadet Partisi, Yenilik Partisi’nin parti programlarında depreme yönelik bir düzenleme yer almıyor. 

1 milyon 166 bin binanın bulunduğu İstanbul’da olası 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunda yaklaşık 48 bin binanın ağır hasar alacağı tahmin ediliyor

Diyarbakır. 9 Şubat 2023. | Fotoğraf: Fırat Aygün.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin oluşun altılı masanın yayınladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde ise depremle ilgili başlıca şu maddeler yer alıyor: 

-İstanbul depremine karşı, risk azaltmayı hedefleyen Hayat İstanbul Projesini başlatacağız.

– Şehirlerin imar ve deprem eylem planlarını ivedilikle yapacağız.

– Tüm yapıları süratle gözden geçirerek, deprem ve sel açısından en riskli bölgelerden başlamak üzere bir kentsel dönüşüm programını derhal uygulamaya koyacağız.

-İstanbul depremine karşı, risk azaltmayı hedefleyen Hayat İstanbul Projesini başlatacağız.

-Deprem ve doğal afet riskinin yüksek olduğu tüm kentlerde güçlendirme ve yeniden inşa projeleri yapacağız.

-Deprem bölgelerinde deprem raporu olmayan yapıların deprem raporları hazırlanmasını, olası depremlerde ne kadar hasar alabileceğinin simülasyonlarının yapılmasını sağlayacağız.

-Deprem riski taşıyan yapılarda, okul, hastane, sosyal hizmet binaları başta olmak üzere depreme karşı güçlendirme çalışmalarını hızlandıracağız.

-Deprem bölgelerinde mikro planlamalar yapacak, zemin etüt sonuçlarına göre imar planlarını revize edeceğiz. 

-Deprem tehdidi altındaki bölgelerde, ivedilikle yeterli deprem toplanma alanları tesis edecek ve bu alanların imara açılmamasını güvence altına alacağız.

-İnşaat mühendisi, mimar, kent plancısı ve sismolog yetiştiren üniversite, akademi ve yüksek okulların müfredatına deprem mühendisliği ve mühendislik sismolojisi eğitimi ekleyeceğiz.

Adıyaman. 9 Şubat 2023. | Fotoğraf: Gazeteci Rabia Çetin.

Merkezi ve yerel yönetim arasındaki siyasi farklılıklar

Mecliste temsiliyeti olan pek çok partinin depreme yönelik çalışmaları olsa da merkezi ve yerel yönetim arasındaki siyasi farklılıklar adım atmanın önünde en büyük engel. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş 23 Ocak 2023’te katıldığı 40 Soru programında “Hatay, yıkıcı bir depremin tekrarına hazırlıklı mı?” sorusuna “Hayır değil” yanıtı vermişti. Savaş, yanıtının devamında, “Hazırlıklı olması için genel hükümetle belediyelerin işbirliği yapması lazım. Biz, ne kadar yazı göndersek özellikle bakanlıklara, bunların çok büyük kısmı bize cevap olarak bile gelmiyor. Antakya’nın en üst mahallelerinde heyelan bölgesi vardır, bir kısmı mezarlık olarak kullanılan, 37 dönümlük bir arazi, orayla ilgili bir kentsel dönüşüm istedim, her şeyi yaptık, 5 buçuk yıldır bize bakanlık cevap bile vermiyor” diyerek durumu gözler önüne serdi.

Beklenen İstanbul Depremi

1999 Gölcük Depreminden sonrası uzmanlar 30 yıl içerisinde İstanbul’da en fazla 7,5 büyüklüğünde deprem beklediklerini aktarıyor. Ancak Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da beklenen depremin Kahramanmaraş’taki depremden daha küçük olmasına rağmen yıkıcılığın daha büyük olacağı görüşünde. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün çalışmalarına göre, İstanbul’da 2000 yılı öncesi yapılan 3,1 milyon konut bulunuyor. 20 yaş üzeri bina en fazla Üsküdar ve Fatih ilçelerinde bulunuyor. 

Toplam 1 milyon 166 bin binanın bulunduğu İstanbul’da olası 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunda yaklaşık 48 bin binanın ağır hasar alacağı tahmin ediliyor. Yeşil alan ve deprem toplanma alanlarının ard arda imar açıldığı İstanbul’da halk adete kaderine terk edilmiş durumda.

Ancak İstanbul için deprem yeni bir doğa olayı değil. 10 Eylül 1509 7,2 büyüklüğünde İstanbul Depremi öylesine yıkıcı etkiler bıraktı ki halk arasında küçük kıyamet olarak anılıyordu. Yaklaşık olarak 5 bin kişinin hayatını kaybettiği depremde, yükselen deniz suyu şehrin surlarını aşarak güzergahında bulunan yerleşim yerlerine zarar verdi.

İktidar kontrolündeki medya kanalları eleştiriden ve soru soran yayıncılıktan uzak yayınlar yaparken, iktidar medyası dışında kalan gazeteciler sahadan teknik imkanların kısıtlı olmasına rağmen yaşananları aktarmaya devam ediyor

Adıyaman. 9 Şubat 2023. | Fotoğraf: Gazeteci Rabia Çetin.

Medyaya düşen görev

Mesleğinin doğası gereği deprem bölgesine giden ilk ekiplerden biri gazeteciler oluyor. Arama kurtarma çalışmaları başta olmak üzere deprem bölgesinde gelişmeleri, kamu yararı güderek halka aktarmakla görevli gazeteciler “Bir etki ya da davranış sonucunda ortaya çıkan olasılıklar hakkında topluma bilgi sağlama işlevini” yani riski iletişimini yürütüyor. 

Son on yılda siyasi ve ekonomik dönüşüm geçiren medya düzeni ve sosyal medyanın yaygın kullanımı Kahramanmaraş depreminde de kendisini gösterdi. İktidar kontrolündeki medya kanalları eleştiriden ve soru soran yayıncılıktan uzak yayınlar yaparken, iktidar medyası dışında kalan gazeteciler sahadan teknik imkanları kısıtlı olmasına rağmen yaşananları aktarmaya devam ediyor. 

Türkiye’de yeni medya düzeninde ilk defa bu denli büyük bir yıkım yaşıyor. 1999 depreminin gazete manşetleri ve televizyon yayınlarında takip ederken, 2023 yılında enkaz altındaki yakınlarıyla telefonda iletişim kuran insanlara şahit olduk. Sosyal medyada arama kurtarma ekiplerinin ya da basının olmadığı yerlerden videolar geldi, enkaz altındakilerin kurtarılması için adresler yayınlandı, ayni ve nakdi yardımlar organize edildi. Sosyal medyanın bu denli aktif kullanımında sonra iktidar dezenformasyon gerekçesiyle Twitter’a erişimi engelledi. Gelen tepkiler sonrası yeniden erişime açılan Twitter’ın yönetimi ile dezenformasyon konusunda uzlaşmaya varıldığı açıklandı.

Kriz anlarında böylesine büyük bir yıkımdan sonra gazetecilerin fikri takibi her zamankinden büyük önem taşıyor. Hem Kahramanmaraş depreminin yıkımlarını ve hem de beklenen İstanbul depremine yönelik hazırlıkları takip etmek biz gazetecilere düşüyor. 

*Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Gabriel García Márquez’in işleneceğini herkesin bildiği ancak engel olmak için kimsenin bir şey yapmadığı bir cinayetin öyküsünü anlatan kitabı.

**Partilerin 2023 seçim beyannameleri henüz açıklamadığı için bir standart oluşturmak adına bu incelemeyi sadece parti programı üzerinden gerçekleştirdik.