28 Temmuz 2021
Kanal İstanbul ‘manzaralı’ satılık köy:
Sazlıbosna ranta açıldı
Hakan Tosun
Kanal İstanbul güzergâhında bulunan Sazlıbosna köyü sakinleri diken üstünde. Evlerini, geçimlerini sağladıkları toprakları kaybetmekten endişe duyuyorlar: “Arazileri zenginlere sattılar, biz nereye gideceğiz?”
Kanal İstanbul’un ilk temelinin atılmasıyla birlikte güzergâhında bulunan arazilerin imara açılması için girişimler hız kazandı. Gayrimenkûllerin değerleneceği öngörüsüyle büyük kazançlar sağlamayı amaçlayan iş insanları ve yatırımcılar dönüm dönüm arsa satın alıyor. Devlet ise imara uygun arazileri, buradaki köylerde yaşayanlara söz hakkı tanımadan kamulaştırıyor. Bu köylerden biri de Arnavutköy ilçesine bağlı Sazlıbosna.
Köyde, 1 milyon metrekarelik mera arazisinin “hülle” ile köylünün elinden alınarak Hazine adına tescil edildiği ortaya çıkmıştı. Hazine tarafından Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) devredilen bu araziler sonrasında “konut ve ticaret” imarına açıldı. Arazilerine el konulan köy sakinleri, Kanal İstanbul projesinin gün geçtikçe ilerlemesiyle birlikte evlerini ve topraklarını kaybetmekten endişe duyuyor. Geçimlerini sağladıkları verimli mera arazileri, hatta evlerinin üzerinden geçen topraklar haberleri olmadan bir bir satılıyor.
Gezegen’e konuşan Sazlıbosna sakinlerinin anlattıkları, Kanal İstanbul’un hem yaşam alanlarına hem de doğaya tahribatıyla ilgili somut bir fikir veriyor. Köy sakinlerinden Orhan Yıldız, “Köyün hepsi satılmış, kime satılmış? 500-600 bin dönümünü zenginler aldı. Bu tarlalara beton gelecek de beton ne yapacak? Yiyecek nereden gelecek, su nereden gelecek?” diye isyan ediyor.
Bir diğer köy sakini Yılmaz Özdemir “Proje başlı başına vahim bir olaydır. Yapacağın kanal senin şu andaki mevcut tabiatın açmış olduğu kanalın yanında küçük bir çiziktir. Eğer bu yetmiyorsa, başka hiçbir şey yetmez. Devletin şu anki politikası belli bir kesime rant hazırlamak” diyor. Orhan Yavaş’ın söyledikleri ise, kanal projesiyle yaşadıkları köyün tamamen yok olacağı endişesini taşıyan Sazlıbosnalıların duygularına tercüman oluyor: “Ben nereye giderim? Zaten zor geçiniyoruz. Bana vereceği 10-20 bin ile ne yaparım?”