7 Eylül 2022
Türkiye, Zaporijya’daki olası radyoaktif sızıntıya hazırlıklı mı?
Zeynep YüncülerZaporijya NGS çevresindeki çatışmalar nedeniyle Ukrayna hükümeti olası bir radyoaktif sızıntıya karşı halka iyot tabletleri dağıtıyor, Avrupa stok yapıyor. Türkiye’de ise benzer bir önlem alınıp alınmadığına dair bir bilgi yok
Türkiye’nin kuzeyinde altı ay önce Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan savaş hâlâ sürüyor. Son on gündür art arda saldırılarla gündemden düşmeyen, Avrupa’nın en büyük nükleer güç santrali (NGS) olan Zaporijya’da nükleer felaket korkusu Türkiye dahil bölgedeki ülkeleri endişelendiriyor. Özellikle, 29 Ağustos’da Zaporijya NGS tesisinin bahçesine düşen roket sonucu yaşanan elektrik kesintisi nükleer felaket riskini gündeme getirdi. Ukrayna Devlet Nükleer Enerji Şirketi Energoatom santralin elektrik şebekesiyle bağlantısının tarihte ilk defa kesildiğini belirtti.
Bunun üzerine Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan (IAEA) bir heyet santralin durumunu incelemek için 2 Eylül’de Zaporijya’ya gitti. İlk incelemelere göre, henüz bir radyoaktif sızıntının olmadığı raporlandı, ancak santralin ciddi derecede risk altında olduğu belirtildi. İlk inceleme sonrası bölgede basına açıklama yapan IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi “Endişeliyim, daha öngörülü bir duruma sahip olana kadar da santral konusunda endişeli olmaya devam edeceğim” dedi. Heyetin tesiste araştırmaları devam ediyor.
Santral çevresinde süren çatışmalar nedeniyle olası bir radyoaktif sızıntıya karşı Ukrayna hazırlıklara başladı. AB desteğiyle, başta nükleer santrale en yakın şehir olan Enerhodar ve çevresi olmak üzere ülkede yaşayanlara iyot tabletleri dağıtılmaya başlandı. Ayrıca, Ukrayna hükümeti Eylül ayına girerken “en kötü senaryoya hazırlık için” nükleer felaket tatbikatları düzenlediğini de açıkladı.
Türkiye’nin iyot tablet stoğu ne durumda?
Avrupa ülkeleri ise Zaporijya NGS’nin Mart ayı başında Rusya’nın kontrolüne geçmesiyle iyot tableti stoklamaya başladı. Peki, Ukrayna’nın güneyindeki Kırım Adası’nın bitişiğinde yer alan, Çernobil’den daha yakın konumdaki Zaporijya NGS’de yaşanacak olası radyoaktif sızıntıya Türkiye ne kadar hazırlıklı?
Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın iyot tabletleri stoklarıyla ilgili henüz kamuoyuyla paylaştığı resmî bir açıklaması yok. Nükleer Silahlara Karşı Hekimler Birliği ve Nükleer Karşıtı Platform üyesi Dr. Ful Uğurhan da Avrupa ülkelerinin iyot tablet stokları yaptığını hatırlatarak, risk altında olan Türkiye’nin bu konuda herhangi bir çalışmasının olup olmadığına dair hekimlerin bilgi sahibi olmadıklarını belirtiyor.
“İyot tabletler tiroit kanseri riskini azaltır”
İyot tabletlerin işlevi nedir ve neden herhangi bir radyoaktif sızıntıda alınması öngörülüyor? Dr. Uğurhan, nükleer bir kazada çok sayıda radyoaktif maddenin atmosfere karıştığını, bunlardan birinin de radyoaktif iyot olduğunu belirtiyor. “İnsanlar bu maddeyi solunum yolu ile veya besin zincirine karışması sonucunda yiyecek ve içecekler aracılığı ile sindirim sistemi yoluyla alabilir. Vücuda giren radyoaktif iyot tiroit bezlerimize yerleşebilir ve tiroit dokusuna zarar vererek tiroit kanserine yol açabilir,” diyor Uğurhan. İyot tabletleri tiroit bezimizi radyoaktif iyotlara karşı korur ve tiroit kanseri riskini azaltır.” Ancak bu tabletlerin diğer radyoaktif maddelere karşı koruma sağlamayacağını da vurguluyor. Uğurhan, nükleer kaza olması durumunda tiroit kanseri olasılığını azaltmak için özellikle çocuklara, gebelere, emziren kadınlara ve 40 yaş altı nüfusuna yetecek kadar ülkelerin ellerinde iyot tableti bulundurması gerektiğinin altını çiziyor.
“Zaten bir bir miktar iyot tablet stoğumuz Metzamor santrali nedeniyle de olmak zorunda”
Uğurhan, Zaporijya NGS’den önce Türkiye’nin sınırına 17 kilometre uzaklıkta olan Ermanistan’daki Metzamor NGS nedeniyle yıllardır ciddi tehlike altında olduğunu vurgulayarak, “Zaten bir bir miktar iyot tablet stoğumuz Metzamor nedeniyle de olmak zorunda” diyor. 18 Ağustos 2020’de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Metzamor NGS’nin Türkiye için oluşturduğu tehlikeye ve bu santralin kapatılması konusunda yapılan girişimlere ilişkin bir soru önergesi hazırlayarak konuyu Meclis’e taşımıştı. Ancak, dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP’nin soru önergesine ilişkin üç ay sonra verdiği cevapta “Santralin risk unsuru teşkil ettiği ülkemizce vurgulanmıştır” dedi. Avrupa Birliği’nin de Metzamor NGS’nin kapatılması yönündeki çağrılarına rağmen, santralin 2026’ya kadar faaliyette kalacağı biliniyor.
“Bu savaştan da ders alınarak Akkuyu Nükleer Santral inşaatı derhal durdurulmalı”
Dr. Uğurhan, Mersin’de yapımı devam eden ve 2023’te faaliyete geçmesi planlanan Akkuyu Nükleer Santrali için de iyot tableti önlemi alınması gerektiğini belirtirken, “Rusya-Ukrayna savaşı herhangi bir savaş durumunda nükleer santralların bir nükleer bombaya dönüşme olasılığını bize kanıtladı. O nedenle Akkuyu’da, ülkemizin başka bölgelerinde ve dünyada nükleer santrallara ve elbette ki nükleer silahlara karşı sesimizi daha da yükseltmeliyiz” diyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), “Her an Çernobil nükleer felaketinden daha büyük bir felaket ile karşılaşabiliriz” diyerek, Zaporijya NGS’nin etrafında çatışmaların artmasının ardından 3 Eylül’de yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’de kurulması planlanan nükleer santral projelerinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kuzeyimizde yaşanan bu savaştan da ders alınarak Akkuyu Nükleer Santral inşaatı derhal durdurulmalı, Sinop ve İğneada’da kurulması planlanan nükleer santral projelerinden vazgeçildiği ülkemiz yetkilileri tarafından bir an önce açıklanmalıdır. Ülkemizin topraklarına tamamen başka bir ülkeye ait olan, maddi kazancı bu ülkeye giderken, bütün riskleri ülkemize bırakılan bir nükleer santral kurdurulması yanlışına son verilmelidir.” Gerek hükümet yetkilileri gerekse inşaatı süren santralın yöneticileri açıklamalarında ilk reaktörün 2023’te devreye alınacağını belirtmişti.